KUR'ANIN ANASI,TAHKİM (Hüküm) ÂYETLERİ.Âl-i İmran Suresi 7.Ayet:

BESMELE

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيمِ

18 Kasım 2007 Pazar

İhlasla Allah'a İbadet

Bunun anlamı şudur: ta'zimi, sevgiyi, kesin tevazuyu ve uluhiyyeti O'na has kılmaktır. Bu üç şeyle gerçekleşir:
1 insanın Allah'tan başkasını, Allah'a tazimde bulunduğu gibi tazimde bulunacağı bir rab olarak
benimsememesi. Allah şöyle buyurur: "De ki: 'Allah her şeyin Rabbi iken O'ndan başka bir Rabb mi arayayım?(Enam, 164)İnsanların, Allah'tan başka, ister taştan,isterse insandan olsun, ibadet ettikleri, ta'zimde bulundukları rablerinin hepsini terk etmeleri, yok etmeleri gerekir. Bundan dolayı; Allah Rasûlü'nün (s.a.s.)kral ve başkanlara daveti şuydu: "Sadece; Allah'a ibadet edelim, hiçbir şeyi O'na ortak koşmayalım, Allah'ı bırakıp birbirimizi rabler edinmeyelim." (Âl-i İmran, 64)
2 Allah'tan başkasını, Allah'ı sever gibi severek dost edinmemek.Allah şöyle buyurur: "De ki: 'Gökleri ve yeri yaratan, beslenmeyip besleyen Allah'tan başka bir dost mu edinirim?"
(Enam, 14.)Bir başka ayette: "İnsanlar arasında, Allah'ı bırakıp, O'na koştukları eşleri tanrı olarak benimseyenler ve onları, Allah'ı severcesine sevenler vardır. Mü'minlerin Allah'ı sevmesi ise hepsinden kuvvetlidir." (Bakara, 165)Onlar hakkında şöyle der: "Böylece Allah onlara, hasretini çekecekleri amellerini gösterir. Onlar, cehennemden çıkmayacaklardır."(Bakara, 167)Bunun anlamı şudur: onlar, dostlarını, velilerini, Allah'tan başkası için caiz olmayan saygı, korku ve ta'zimle karışık bir sevgiyle sevmektedirler.
Şeyhu'l-İslâm Muhammed b. Abdul vehhab şöyle der: "Onlar, Allah'a ortak koştukları eşlerini, O'nu sever gibi seviyorlar" ayeti, onların Allah'ı büyük bir sevgi ile sevdiklerini, ancak bunun onları, İslâm'a sokmadığını göstermektedir. Allah'a ortak koşulanı, Allah'tan daha fazla sevenin durumu ne olur? Allah'ı bırakıp, sadece ortak koşulanı sevenin durumu nedir?. "Tevhidin gerektirdiği, insanın sevgisini Allah'a halis kılmasıdır. Velayet (dostluk) hakkı yalnızca Allah'a aittir: "Demek onlar, Allah'tan başka dostlar edindiler. Halbuki dost (veli) ancak Allah'tır. O, ölüleri diriltir. Her şeye kadirdir." (Şura, 9)
3- Hakem olarak Allah'tan başkasını kabul etmeme. Allah şöyle buyurur: "Allah size Kitab'ı açık açık indirmiş iken ondan başka bir hakem mi isteyeyim. (Enam, 114)Bu, kullarının işlerine hükmetme hakkının, onların dinî ve dünyevî işlerini düzenleme yetkisinin kendisinde olmasıdır. Bu da, ancak Allah'tır. O, yarattığım bilir, onlara acır, onlar için neyin yararlı, neyin de zararlı olduğunu bilir: "Yaratan bilmez mi? O, latiftir, haberdardır." (Mülk, 14)
Bundan dolayı, Kur'an, yasamanın sadece Allah'a ait olduğunu belirtir: "Hükmetmek ancak Allah'a aittir. Kendisinden başkasına değil, sadece kendisine ibadet etmenizi emretmiştir. Bu, dosdoğru dindir. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler."(Yusuf, 40)
Aynı şekilde Kur'an, Allah'ı ve Resûlünü bırakıp başkalarına muhakeme için gidenleri, imanın gerçeğinden uzaklaşmış, şeytana itaate başlamış olarak görür: "Ey Muhammedi Sana indirilene ve senden önce indirilenlere iman ettiklerini iddia edenleri görmüyor musun? Tağutların önünde muhakeme olunmalarını isterler. Oysa onları, tanımamakla emr olunmuşlardı. Şeytan onları derin bir sapıklığa saptırmak ister. Onlara, Allah'ın indirdiğine ve peygambere gelin, dendiğinde, münafıkların senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün. (Nisa, 60-61)

Hiç yorum yok: