KUR'ANIN ANASI,TAHKİM (Hüküm) ÂYETLERİ.Âl-i İmran Suresi 7.Ayet:

BESMELE

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيمِ

1 Aralık 2007 Cumartesi

Namaz Kılmamanın Hükmü

(RÛM suresi 31. ayet)
مُنٖيبٖينَ اِلَيْهِ وَاتَّقُوهُ وَاَقٖيمُوا الصَّلٰوةَ وَلَا تَكُونُوا مِنَ الْمُشْرِكٖينَ
(RÛM suresi 32. ayet)
مِنَ الَّذٖينَ فَرَّقُوا دٖينَهُمْ وَكَانُوا شِيَعًا كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَدَيْهِمْ فَرِحُونَ

(31-32) Allah’a yönelmiş kimseler olarak yüzünüzü hak dine çevirin, O’na karşı gelmekten sakının, namazı dosdoğru kılın ve müşriklerden; dinlerini darmadağınık edip grup grup olan kimselerden olmayın. (Ki onlardan) her bir grup kendi katındaki (dinî anlayış) ile sevinip böbürlenmektedir.

NAMAZ KILMAYAN MÜŞRİK'TİR

"Allah(cc)'a dönücüler olarak (O'na yönelin) ve O'ndan korkun. Namazı da dosdoğru kılın da müşriklerden olmayın." (Rum: 32)Allah (cc) bu ayette müşriklerden olmamayı 'namaz kılma'ya bağlamaktadır. 

Ebu Süfyan'dan rivayet edilmiştir. Dedi ki: Cabir şöyle diyordu: Ben Nebi (sav)'den işittim, şöyle buyuruyordu: "Şüphe yok ki kişi ile şirk ve küfür arasındaki şey sadece 'namaz'dır." (Müslim:82, Ebu Davud:4678, Tirmizi:26l9, Nesei:465 ve İbn-i Mace: 1078 rivayet ettiler.) Cabir (ra)'den rivayet edilmiştir:Nebi (sav) buyurdu ki:"Namaz'ı kılmamak şirktir."(Musannaf: 5009, Şeria: 133, Usulü's-Sünne-. 1513 sahih bir senedle rivayet ettiler:) Enes (ra)'den rivayet edilmiştir: Nebi (sav) buyurdu ki: "Kişi ile şirk arasında 'namaz'ı terketmekten başka bir şey yoktur. Namazı terk ettiği zaman şirk koşmuştur."(İbn Mace: 1080, Muhammed İbn-i Nasr/Kitabu's salat :897 rivayet etmişlerdir.) Rasulullah (sav)'in azadlısı Sevban (ra)'dan rivayet edilmiştir: Ben Rasulullah(sav)'den işittim. Buyurdu ki: "Kul ve küfür ve iman arasında 'namaz' vardır. 'Namaz'ı terk ettiği zaman muhakkak şirk koşmuş olur." Rasulullah (sav)'den rivayet edilen sahih hadisler açıktır ve yoruma gerek yoktur.

NAMAZ KILMAYAN KAFİR'DİR

Allah (cc) buyuruyor ki: "Kitablarını sağlarından alanlar cennettedirler. Mücrimler hakkında sorarlar: 'Sizi cehennem çukuruna ne sürükledi?' Mücrimler diyecekler ki: 'Biz (dünyada) namaz kılanlardan değildik. Yoksullara yedirmiyorduk. Batıla dalanlarla birlikte dalıyorduk. Kıyamet gününü de yalanlardık. Ta ki ölüm bize gelene kadar (bu hal üzerindeydik) " (Müddessir Suresi: 40-47) Allah(cc) bu ayetlerde namaz kılmama suçunu batıla dalma ve kıyamet gününü yalanlama suçları ile aynı ayette zikrediyor ve aynı düzlemde değerlendiriyor. Herkesin de üzerinde görüş birliğine vardığı bir konudur ki batıla dalanlar ve kıyamet gününü yalanlayanlar kafirdirler. Cabir ibn Abdullah (ra)'den rivayet edilmiştir. Nebi (sav) buyurmuştur ki: "İman'la küfür arasındaki şey namazı terk etmektir." (Tirmizi: 2618, Kitabu's-Salat: 887 ve İbni Ebi Şeybe İman: 44 sahih olarak rivayet etmişlerdir.) Bureyde (ra)'den rivayet edilmiştir. Rasulullah (sav) buyurdu ki: "Bizlerle münafıkların arasındaki (savaşmaya engel) sözleşme 'namaz'dır. Kim bu namazı terk ederse kafir olur." (İbn Mace: 1079, Müsned: 5/346) Enes ibn-i Malik (ra)'dan rivayet edilmiştir: Nebi (sav) şöyle buyurdu: "Her kim ki kasden namazı terk ederse açıkça küfre düşmüştür." (Taberani/Evsat, Mecmeu'z-Zevaid: 1/295) Enes (ra)'dan rivayet edilmiştir: Enes (ra) Rasulullah (sav)'i şöyle derken işittim: "Kişi ile küfür veya şirk arasındaki şey 'namaz'dır. 'Namaz'ı terk ettiği zaman kafir olur." (Muhammed ibn Nasr/Kitabu's-Salat: 889) Ebu'd-Derda (ra)'den: "Dostum Muhammed (sav) bana şöyle tavsiyede bulundu: Parça parça kesilsen de, yakılsan da Allah (cc)'a ortak koşma ve farz olan namazı bilerek terk etme. Kim ki farz olan namazı bilerek terk ederse o kimseden Allah (cc)'ın koruması kalkmıştır." (Taberani, Mucemu'l-Kebir'de rivayet etti.) İbn-i Mes'ud(ra) dedi ki:"Kim namazı terk ederse kafir olur." (Acurri Şeria: 133 rivayet sahih'dir.) "Muhammed (sav)'în ashabı namazdan başka hiçbir amelin terk edilmesini küfür saymazlardı." (Tirmizi, Kitabu'l İman: 2757) Mücahid ibn-i Cebr (ra)'den rivayet edilmiştir. Cabir ibn Abdullah El-Ensari Rasulullah (sav)'e arkadaşlık yapmış birisidir. Kendisine dedim ki: Rasulullah (sav)'in zamanında sizce amellerden iman ile küfrün arasını ayıran ne idi?O'da 'Namaz' diye cevab verdi." (Usulu's-Sünne:1538, Şeyh El-Bani Terğib)

NAMAZ KILMAYANIN DİNİ YOKTUR

Bu konuda da Rasululah (sav)'den bize şu hadisler rivayet edilmiştir:İbn-i Umer (ra)'den rivayet edilmiştir. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Namaz'ı olmayanın dini yoktur." (Taberani Mucemu's-Sağir: 60 rivayet etti.) Umer İbn-i Hattab (ra)'den rivayet edilmiştir: Adamın biri gelerek Rasulullah (sav)'e şöyle dedi: "Ya Rasulullah, Allah (cc) katında İslam'da en faziletli olan amel nedir, söyler misin?" Rasulullah (sav)'de "Vaktinde namaz kılmaktır. Zira namazı terk edenin dini yoktur." İbn-i Mes'ud (ra) şöyle demiştir: "Her kim ki 'Namaz'ı terk ederse onun dini yoktur." (Beyhaki, Şuabü'l-İman, Musannaf: 10446) Abdullah İbn-i Amr (ra) dedi ki: "Namaz'ı terk edenin dini yoktur." (Buhari, Tarihu'l-Kebir 7/95)

NAMAZ KILMAYANIN İMANI YOKTUR

Asr-ı saadet'te kıble Mescid-i Aksa'dan Kabe'ye çevrilince yahudiler, müslümanlara gelerek: "Mescid-i Aksa'ya dönerek kıldığınız namazlar eğer doğru ve sahih ise niçin kıbleyi değiştirdiniz. Eğer yanlış ise bu arada ölenlerinizin namazları ne oldu?" demişlerdi. Müslümanlar ise yahudilere: "Hidayet, Allah (cc)'ın emirlerine uymak, sapıklık ise Allah (cc)'ın emirlerine muhalefet etmektir." diye cevab verdiler. Sonra da Rasulullah (sav)'a giderek önceden Mescid-i Aksa'ya yönelerek namaz kılan ve kıble değiştirilmeden önce ölen müslümanların namazlarının durumundan sordular. Bunun üzerine "Allah (cc) sizin imanlarınızı zayi etmez." ayeti indi. Görüldüğü gibi namazdan soranlara cevab olarak Allah (cc) imandan söz ediyor. Ve namazı 'iman' olarak nitelendiriyor. Buradan ela anlaşılıyor ki, namaz imandır, namaz kılmayanın imanı yoktur. Ebu'd-Derda (ra) şöyle dedi: "Namaz'ı olmayanın imanı da yoktur." (Usul'ü-Sünne:1536, Temhid: 4/225, Şeyh El-Bani Terğib'in sahih'inde: 574 )

NAMAZ KILMAYANIN İSLAM'DAN NASİBİ YOKTUR

Umer ibn-i Hattab (ra) bir mecusi köle tarafından namazdayken bıçaklandı. Yere düştü ve bayıldı. Mü'minlere sabah namazını kıldırmakta olan Umer (ra)'e baygınken güneşin doğmak üzere olduğu hatırlatıldı. Baygın halde bulunan Umer (ra) bu ikazı duyunca dimdik ayağa kalktı ve' şöyle dedi: "Namazı terk edenin İslam'dan nasibi yoktur." Sonra sırtından kan akıyor olduğu halde cemaate sabah namazını kıldırdı ve sonra düştü, ruhunu Rab'bine teslim etti. (Muvatta: 1/40, Darekutni: 2/52) Ebu'l-Müleyh (ra)'den rivayet edilmiştir. Umer (ra)'i minberin üzerinde şöyle söylerken işittim: "Namaz kılmayanın İslamı'da yoktur." (Mervezi, Kadru's-Salat: 930)

NAMAZ KILMAYAN İSLAM MİLLETİNDEN ÇIKMIŞTIR

Ubade ibn Samit (ra)'den rivayet edilmiştir. Rasulullah (sav) bize şöyle tavsiyede bulundu: "Allah (cc)'a hiçbir şeyi ortak koşmayın. Namazı da bilerek terk etmeyin. Her kim ki bilerek kasden namazı terk ederse İslam milletinden çıkmıştır." (Usulü's-Sünne: 1523, ibn Ebi Hatim) Yezid ibn Meryem (ra) şöyle dedi: Umer (ra) Muaz ibn Cebel (ra)'ın yanından geçerken "Ya Muaz, bu ümmeti ayakta tutan nedir?" diye sordu. Muaz (ra)'da şöyle cevab verdi. "Bu ümmeti ayakta tutan esas üç'dür. Ve o üç esas kurtuluş vesileleridir, 1- İhlas (Tevhid). O ise İSLAM'dır (Allah'ın insanları üzerinde yarattığı din). 2- Namaz, Namaz ise milliyettir. 3- İtaat. O ise ismettir. (Yani hatalardan korunmaya vesiledir). (Taberi Tefsiri: 21/40, Usulü's-Sünne: 1530)

NAMAZ KILMAYAN ALLAH (CC)'IN KORUMASINDAN ÇIKMIŞTIR 

 Ebu'd-Derda (ra) şöyle dedi: "Dostum Muhammed (sav) bana şöyle tavsiyede bulundu. Parça parça kesilsende, yakılsanda Allah (cc)'a ortak koşma ve farz olan namazı bilerek terk etme. Kim ki farz olan namazı bilerek terk ederse Allah (cc)'ın koruması ondan uzaklaşmıştır." (Müsned:5/238, ElBani Sahihi ibn Mace:3529) Ubeyd El-Kelai (ra) şöyle dedi: Mekhul (rh) elimden tutarak: "Ya Eba Vehb, Farz olan bir namazı kasden terk eden bir kimse için ne diyorsun?" dedi. Ben de Mekhul (rh)'e "Asi bir mü'mindir." dedim. Elimi daha fazla sıktı ve sonra şöyle dedi: "Ya Eba Vehb, İmanın şanı nefsinde daha kuvvetli olsun. Kim ki bir farz namazını kasden terk ederse Allah (cc)'ın koruması ondan kalkmıştır. Kimden de Allah (cc)'ın koruması kalkarsa o kimse kafir olmuştur."(Abdurrezzak Musannaf: 5008, İbn Ebi Şeybe: İman: 129 sahih olarak rivayet ettiler.)

NAMAZ KILMAMAK KİBİR'DİR, KİBİR'Lİ KİMSE DE CENNETE GİREMEZ

Allah (cc) kendi ayetlerine inanan mü'min kullarını Kur'an'da şöyle anıyor:"Bizim ayetlerimize öyle kimseler iman ederler ki, ayetlerimizle kendilerine öğüt verildiği zaman secdeye kapanırlar ve Rablerine hamd ile tesbih ederler. Onlar kibirlenmezler." (Secde Suresi: 15) Kibirlenerek isyan edenler ve Allah (cc)'ın ayetlerini yalanlayanlar için ele Rabbimiz yine Kitap'ında şöyle buyurmaktadır: "Kendilerine Kuran okunduğu zaman secde etmezler (namaz kılmazlar). Bilakis o kafir olanlar Allah (cc)'ın azabından korkmayarak yalanlarlar." (İnşikak Suresi: 21/22) "Onlara 'rüku edin' (namaz kılın) dendiği zaman rüku etmezler (namaz kılmazlar) Yalanlayanların o gün vay haline" (Mürselat Suresi: 48/49) Allah (cc) Adem (as)'i yarattığı zaman melekleri Adem (as)'le imtihan etmek istedi. Meleklere hitaben söyle buyurdu:"Biz meleklere 'Adem'e secde edin' demiştik de bütün melekler secde etmişlerdi. Ancak iblis secde etmekten yüz çevirip kibirlendi de kafirlerden oldu." (Bakara 34) Allah (cc)'ın kıyamete kadar geçerli ve değişmez kitabı olan Kuran'da . İblis'le ilgili olarak verdiği bu örnek namaz kılmaktan yüz çeviren ve böylece kibirlenen herkes için apaçık bir örnektir. Ebu Hureyre (ra)'den rivayet edilmiştir: Rasulullah (sav) buyurdu ki: "Adem oğlu secde ayetini okuyup secde ettiği zaman şeytan ağlayarak uzaklaşır ve şöyle der: Helak oldum. Adem oğlu secde etmekle emrolundu da secde etti ve cennet onun oldu. Halbuki ben de secde ile emrolunmuştum fakat ben secde etmekten yüz çevirdim. Artık ateş benim içindir." (Sahih-i Müslim: 81 rivayet edilmiştir) Allah (cc) şöyle buyuruyor: "Bana kulluk etmekten yüz çevirip büyüklenenler muhakkak ki alçalmış kimseler olarak cehenneme gireceklerdir." (Mü'min Suresi: 60) Abdullah İbn-i Mes'ud (ra) şöyle dedi: Rasulullah (sav)"Kalbinde hardal tanesi kadar imanı bulunan kimse cehenneme girmez. Kalbinde hardal tanesi kadar kibir bulunan kimse de cennete giremez." buyurdu. (Müslim rivayet etmiştir.) Namaz kılmamak en büyük kibirlerden olduğuna göre namaz kılmayarak Allah (cc)'a karşı kibirlenenler de cennete giremeyeceklerdir. 

NAMAZ KILMAYAN KİMSE KÜFÜR ÖNDERLERİ İLE BERABERDİR

Abdullah ibn-i Amr ibn As (ra)'den rivayet edilmiştir:Bir gün Rasulullah (sav) 'namaz'dan konuştu. Buyurdu ki: "Her kim şu beş vakit namazı eksiksiz kılarsa namazı, kıyamet gününde ona bir aydınlık, hakkında delil ve kurtuluş olur. Her kim de bu beş vakit namazı gereği gibi kılmazsa kıyamet gününde Karun'la, Haman'la, Firavun'la ve Ubeyy ibn-i Halefle birliktedir." Rasulullah (sav)'in bu hadisinde isimlerini saydığı bu kimseler küfrün önderleri ve elebaşlarıdır. (Müsned: 2/169, Darimi: 2/301, İbn-i Hibban: 1448) İbn-i Kayyım (rh) diyor ki: "Namaz kılmayan kimsenin bu dört kişi ile birlikte olacaklarının haber verilmesinin sebebi şudur: Bu dört kişi küfrün önderleridir. Burada çok açık bir işaret vardır. Her kim ki malının meşguliyeti ile namaz kılmazsa Karun ile, mülkünün meşguliyeti ile kılmazsa Firavun'la, makam ve mevkisi sebebi ile kılmazsa Haman'la birlikte ve ticaretinin meşguliyeti ile kılmazsa Ubeyy İbn-i Halefle birliktedir.

NAMAZ KILMAYAN KİMSE KUR'AN AYETLERİNİ VE AHİRET GÜNÜNÜ İNKAR ETMİŞTİR.

Allah (cc) bu konuda değişmez ve değiştirilmez kitabımız Kur'an'da buyuruyor ki:"O halde onlara ne oluyor ki iman etmezler. Kendilerine Kur'an okunduğu zaman secde etmezler (Namaz kılmazlar). Daha doğrusu kafir olanlar yalanıyorlar. Halbuki Allah (cc) içlerinde ne sakladıklarını en iyi bilendir. Onun için sen onları acıklı bir azab ile müjdele! Ancak, iman edip salih ameller işleyenler müstesna. Onlar için bitmez tükenmez bir mükafaat vardır." (İnşikak suresi: 20-25)(not:secde ayeti..) Bu ayetlerin özeti şudur: Onlara ne oluyor ki namazın farz olduğu Kur'anla bildirildiği halele 'namaz kılarak, iman etmezler' Aslında namaz kılmayarak kafir olanlar hesap gününe inanmıyorlar. Her ne kadar iman ettiklerini söyleseler bile bu söz onların dillerinde kalıyor. "İnsanlardan bir kısmı vardır ki "Biz Allah(cc) ve Ahiret Günü'ne inandık" derler.Halbuki onlar iman edenler değillerdir"(Bakara Suresi: 8) "Onlara 'rüku edin' dendiği zaman, rüku etmezler. Yalanlayanların o gün vay haline! Artık Kur'an ayetlerinden sonra neye inanacaklar" (Mürselat Suresi: 48-50) "Tasdik etmedi, namaz da kılmadı. Ancak, yalanladı ve yüz çevirdi" (Kıyamet Suresi: 31-32)

NAMAZ KILMAYAN KİMSENİN ŞEFAATÇİSİ YOKTUR

"Kitapları sağ tarafından verilenler cennettedirler. Mücrimlerden sorarlar.'Sizi bu sakar cehennemine sokan nedir?' Onlar şöyle derler: 'Biz namaz kılanlardan değildik, yoksula yedirmezdik, batıla dalanlarla dalıyorduk, hesap gününü de yalan sayardık. Nihayet bize ölüm gelip çattı. Fakat şefaatçi hırın şefaati onlara fayda vermez" (Müddessir Suresi: 40-48) Allah (cc)'ın bu ayetinde anlatılan mücrimlerin ahirette şefaatçıların şefaatından mahrum olmaları dört nedenden dolayıdır. 1- Namaz kılanlardan olmadıkları için 2- Yoksula yedirmedikleri için 3- Kafirlerle oturup kalktıkları için 4- Hesap gününü yalanladıkları için Kimi gayretsizlerin ve imanın ne demek olduğunu kavrayamayan kimselerin dediği gibi namazı terk-eden kimse kafir olmayıp da büyük günah işleyen kimseler sınıfından olsaydı o zaman, şefaatten mahrum kalmamaları gerekirdi. Çünkü Rasulullah (sav) 'in şefaati bu konu ile ilgili sahih bir hadiste de belirtildiği gibi ümmetinden büyük günah sahihleri içindir. Ebu Said El-Hudri (ra)'den rivayet edilmiştir: Rasulullah (sav) bir gün hutbe okurdu. Tam şu ayete geldi. "Her kim Rab'bine mücrim olarak varırsa şüphesiz ki ona cehennem var; orada ne ölür ne de yaşar. Kim de ona mü'min olarak salih ameller işlemiş olduğu halde varırsa işte onlara da en yüksek dereceler var." (Taha: 74-75) "Cehennem'e girenler oralıdırlar. Orada ne ölürler ne de yaşarlar. Ebedi cehennemlik olmayanları ise cehennem hafif bir ölümle öldürür sonra ela "şefaat edecekler gelirler ve şefaat ederler" Onlardan bir topluluk alınarak 'hayevan veya 'hayat' denilen bir nehre getirilirler. Orada yıkanırlar sonra da sel kenarında biten otlar gibi hayat bulurlar" (Müsned: 3/20) Başka bir ayette de Allah (cc) şöyle buyuruyor: "Artık müslümanlara mücrimlere davrandığımız gibi mi davranacağız? O kıyamet gününde 'sak' açılacak da bütün mücrimler secdeye çağırılacaklar. Fakat güçleri yetmeyecektir. Gözleri düşkün bir halde kendilerini bir zillet saracaktır. Halbuki Vaktiyle (dünyada) başları selamette iken bu namaza davet olunuyorlardı da kılmıyorlardı. O halde bu Kur'an'ı yalanlayanları sen bana bırak. Biz onları, bilemeyecekleri yönden derece derece azaba yaklaştırırız. Ben onlara mühlet veririm. Çünkü, benim azabım çok şiddetlidir" (Kalem Suresi: 35-45) Başka bir ayette Allah (cc) şöyle buyuruyor: "Yiyin, zevklenin dünyada biraz. Çünkü, siz mücrimlersiniz. (Allah'ın hükümlerini) yalanlayanların o gün vay haline. Artık, Kur'an'dan sonra hangi söze inanacaklar?" (Mürselat Suresi: 46-50) Bir başka ayette de yine Allah (cc) şöyle buyuruyor: "Muhakkak ki mücrimler şaşkınlık ve çılgın ateşler içindedirler. O gün yüzleri üstü ateşe sürünecekler ve onlara: 'Tadın sakar cehenneminin dokunuşunu!' denilecek" (Kamer Suresi: 47-48)

NAMAZ İSLAM'DANDIR

Umer ibn-i Hattab (ra)'dan rivayet edilmiştir:Bir gün Rasulullah (sav)'in yanında bulunurken birden bire yanımıza elbisesi bembeyaz, saçı simsiyah üzerinde yolculuk eseri görünmeyen ve bizden de kimsenin kendisini tanımadığı bir zat çıkageldi. Nihayet Rasulullah (sav)'in yanına oturdu. Öyle ki, iki dizini onun iki dizini dayadı. İki avucunu da kendi dizleri üzerine koydu. Ve "Ya Muhammed bana İslam'dan haber ver" dedi. Rasulullah (sav) "İslam Allah (cc)-dan başka ilah olmadığına ve Muhammed (sav)'in O'nun Rasulü olduğuna şehadet etmendir. Namazı kılman, zekatı vermen Ramazan ayının orucunu tutman ve yoluna gücün yeterse beyti haccetmendir" buyurdu. Soruyu soran da "Doğru söyledin" dedi. Umer (ra) diyor ki: "Biz ona hayret ettik, hem soruyor hem de Rasulullah (sav)'ı doğruluyordu." (Müslim: 8/14) Namaz'ın İslam'dan okluğuna dair bir başka rivayette Mihcan (ra)'ın olayıdır: Bir gün Rasulullah (sav) ile bir mescitte iken namaz için ezan okunur, Rasulullah (sav) kalkarak cemaate namazı kıldırıp yerine döner. Bakar ki, Mihcan (ra) daha hala yerinde. Rasulullah Mihcan (ra)'a dönerek "Senin cemaatla namaz kılmana ne engel oldu ki, yoksa sen müslüman birisi değil misin?" dedi. Mihcan (ra) "Evet Ya Rasulullah! Ben müslüman birisiyim, fakat ben bu namazı evimde kılmıştım" dedi. Rasulullah (sav) da: "Cemaate geldiğinde namazı evde kılmış bile olsan cemaatle tekrar namaz kıl" buyurdu.(Malik: 1/32, Ahmed: 4/34, İbn-i Hibban 433, Hakim: 1/44 rivayet etmişlerdir.) Konu ile ilgili bir başka rivayette şu şekildedir:Umer İbn-i Hattab (ra) şöyle demiştir: "Namazı terk edenin islam'dan nasibi yoktur" (Malik 1/40, Sünen-i Darekutni 2/52, Abdurrezzak Musannef: 5010 rivayet etmişlerdir.)

NAMAZ, ALLAH (CC)'A İMANIN SEMBOLÜDÜR

Ebu Cemre'den, şöyle dedi: Ben İbn-i Abbas (ra)'ın önünde onunla insanlar arasında tercümanlık yapıyordum. Derken İbn Abbas (ra).'a bir kadın geldi. Ona 'cer' denilen testinin şırasından soruyordu. İbn-i Abbas ona şöyle dedi: Abdu'l-Kays heyeti Resulullah (sav)'a geldi. Resulullah (sav) "Siz kimlerin heyetisiniz?" Ya da "siz kimlersiniz?" diye sordu. "Biz Rabiadanız; dediler. "Cemaat hoş geldi" Ya da "heyet hoş geleli, sefa geleli. Utanıcılar ve pişmanlık duyucular olmayarak" buyurdu. Bunun üzerine: "Ya Rasulullah! Biz sana çok uzak mesafelerden geliyoruz. Seninle bizim aramızda Mudar kafirlerinden şu kabile vardır. Biz sana, haram aydan başka bir zamanda gelmeye muktedir olamıyoruz. O halde bize özlü bir şey emret de geride bıraktıklarımıza da öğretelim ve o sebeple ele cennete girelim" dediler. Rasulullah (sav) onlara dört şey emretti, dört şeyden de nehyetti: Rasulullah (sav) onlara, 'bir olan Allah(cc)'a iman etmeyi emretti' sonra da "bilir misiniz bir olan Allah (cc)'a iman etmek ne elemektir?" diye sordu. "Allah (cc) ve O'nun Rasulü en iyi bilendir" elediler. "Tek olan Allah (cc)'a iman etmek." Allah (cc)'dan başka ilah olmadığına ve Muhammed (sav)'in Rasulullah (sav) olduğuna şehadet etmek, namazı kılmak, zekatı vermek, Ramazan orucunu tutmak ve ganimetin beşte birini ödemenizdir." buyurdu. (Buhari: 53 ve Müslim: 17) Ey okuyucu! Alıntıladığımız hadis'de bir çok bağnazın duyup istifade edeceği faydalar vardır. Bu faydaları anlatmadan geçmek doğru olmayacağı için herkesin anlayabileceği bir metotla açıklamayı uygun görüyoruz. Hadis'in içerdiği faydalar şunlardır: 1- İslam'ı öğrenmek isteyene ilk emredilecek şey 'bir olan Allah (cc)'a iman etmektir. 2- 'Bir olan Allah (cc)'a iman etmenin' İslam'ın tüm gereklerini yerine getirmek dernek olduğunu da bu hadis'den öğreniyoruz. 3- 'Bir olan Allah (cc)'a iman'ın' sadece dil ile sözlü ifade ve kalb ile doğrulama olmayıp, organlarla amel etmek demek olduğunu öğreniyoruz. 4- Özellikle konumuz ile ilgili 'namaz'ın Allah (cc)'a iman etmekten olduğunu öğreniyoruz." Böylelikle biz de, "Amel iman'dan bir bölüm değildir" diye iddia eden ve "namaz iman'dan değildir" diyen amelsiz ve ucuzcu mürcie topluluğunun ve bu fırkanın zamanımızdaki savunucularının görüşlerini çok net ve açık bir şekilde çürütüyor bize Kitab ve Sünnet'e uymayı nasip eden Rab'bimize hamd ediyoruz. Allah (cc) şöyle buyurmaktadır: "İşte bu adları geçenler, Allah (cc)'ın kendilerine nimet ihsan ettiği elçilerden, Adem (as)-soyundan ve gemide Nuh (as) ile beraber taşıdıklarımızın neslinden, İbrahim (as) ve İsmail (as) neslinden, hidayete erdirdiğimiz ve seçtiğimiz kimselerdendir. Kendilerine Rahman olan Allah (cc)'ın ayetleri okunduğu zaman, ağlayarak secdeye kapanırlardı. Sonra o kimselerin arkalarından bir nesil geldi ki, 'namazı terk ettiler' ve şehvetlerine uydular; bunlar da cehennemdeki 'gayya' vadisine atılacaklardır. Ancak, tevbe edip iman eden ve salih amel işleyenler müstesna; çünkü bunlar, zerre kadar zulme uğratılmayacaklar, Cennete gireceklerdir." (Meryem Suresi: 58/59/60) Görülüyor ki elçiler ve salih kimselerden sonra gelen kötü neslin terk etmiş oldukları şey sadece namaz'dır. Eğer namaz'ı terk edenin iman'ı olsaydı hemen takib eden ayette 'ancak tevbe edip iman eden' ve salih amel işleyenler müstesna' denir miydi? Şehvetlerine uymaya gelince, artık namaz'ı terk ettikten sonra onları kötülükten koruyan kalkanları ellerinden gitmiştir. Zira Allah (cc) şöyle buyuruyor: "Namaz'ı kıl. Gerçekten namaz, kötü işten ve münker'den alıkor" (Ankebut Suresi: 45) Taberi (rh) tefsirinde şöyle diyor: "Allah (cc)'ın nitelendirmiş olduğu 'namaz'ı terk eden bu kötü nesil mü'min olsalardı Allah (cc) iman edenleri onlardan ayırmazdı. Ve denilmiştir ki: "Sözü edilen bu kötü nesil bu ümmet'tendir. Bunlar Son Dönem'de olacaklardır." Ata İbn-i Rabah'da eliyor ki: "Bu kötü nesil ümmet'i Muhammed'dendir." Mücahid (ra)'da diyor ki: "Bu kötü nesil kıyamete yakın, ümmet-i Muhammed'in salihleri gittikten sonra gelecektir" diyor. (Taberi Tefsiri 16/99) İşte o kötü nesil namazı inkar ederek değil sadece şehvetlerine uyarak terk ettikleri için 'gayya vadisi'ne atılacaklardır. Ayetlerde de görülüyor ki, 'namaz'ı terk edenler' iman etmemekle ve küfür'le suçlanıyorlar sonra da iman edenler onlardan müstesna kılmıyor. Eğer namazı terk eden 'kafir olmasaydı iman edenler namazı terk edenlerden müstesna kılınır mıydı? Zannedilmesin ki bu bizim yorumumuzdur. Zira Allah (cc)'ın kendilerinden razı olduğu sahabe de böyle demiştir: Ebu'd-Derda (ra)'nın rivayet ettiği bir hadiste de şöyle buyurulmuştur: 'Namaz'ı olmayanın iman'ı da yoktur." (Sahih-i Tergib El-Bani 574)

BİR VAKİT NAMAZI TERK EDENİNİN BÜTÜN AMELLERİ GEÇERSİZ OLMUŞTUR

Allah (cc) şöyle buyurmaktadır:"Gerçekten sana ve senden öncekilere şöyle vahy olundu: Eğer Allah (cc)'a ortak koşarsan, muhakkak amelin boşa gider. Ve elbette hüsrana uğrayanlardan olursun." (Zümer Suresi: 65) "Kim küfrederse bütün yaptıkları batıl olmuştur. Ve O, ahirette hüsrana uğrayanlardandır."(Maide Suresi: 5) Ebu'd-Derda (ra)'den şöyle dedi: Allah Resulü (sav) buyurdu ki: "Her kim ki bilerek namazı terk ederse bütün amellerini boşa çıkarmıştır." (Bu Hadis'i İmam-ı Ahmed (rh) Müsned'in de rivayet etmiştir.) Yukarıdaki ayetlerde, Allah (cc)'a şirk koşanın ve iman'ın gerekleriyle amel etmeyip ele kafir olanların, yapmakta oldukları amellerinin hepsinin batıl olduğu ifade edilmektedir. Allah (cc) buyuruyor ki: "Gerçekten kafir olup da Allah (cc) yolundan yüz çevirenler, hak kendilerine belli olduktan sonra elçilere karşı gelenler, Allah (cc)'a hiçbir şeyle zarar veremezler. Allah(cc) onların amellerini boşa çıkarır." (Muhammed Suresi: 32) Konumuza daha da açıklık getiren başka bir ayette de Allah (cc) şöyle buyuruyor: "Onlara: 'rüku edin', denildiği zaman, rüku etmezler. Yalanlayıcıların o gün vay haline." (Mürselat Suresi: 48/49) Tevhid imanına sahip olanlar için Allah (cc)'ın en büyük emirlerinden olan namaz emri kendisine ulaştığı halde Allah (cc)'a itaat edip de namaz kılmayanlar bu isyanları ile yapmakta oldukları salih amellerini de boşa çıkarmaktadırlar. Zira Allah (cc) ve Resulü (sav) 'ne yapılan isyan, yapılan diğer amelleri de batıl eder. Allah (cc) Kur'an'da şöyle buyuruyor: "Ey iman edenler Allah (cc)'a ve Resulü (sav)'ne itaat edin de amellerinizi boşa çıkarmayın." (Muhammed Suresi: 33) Ebu'l-Müleyh'den, şöyle eledi: Biz Bureyde (ra) ile bulutlu bir günde gazada bulunuyorduk. Bureyde (ra) bize hitaben "ikindiyi ilk vaktinde kılınız" dedi. Çünkü Resulullah (sav) "Kim ikindi namazını terk ederse onun bütün amelleri boşa gitmiştir" dedi: (Buhari (553) rivayet etmiştir.)

NAMAZ KILMAYAN KİMSE ALAH (CC)'DAN KORKMAMAKTADIR

"Allah (cc)'a dönüp itaat edin. O'ndan korkun ve namazı kılın da müşriklerden olmayın."(Rum Suresi: 31) Allah (cc) kendisine iman eden kullarına Rablerinden korkarak namaz kılmalarını emrediyor. Ve O'ndan korkan kulları da Rablerine itaat ederek secdelere kapanıyorlar. Ukbe İbn Amir (ra) Resulullah (sav)'i şöyle derken işittiğini haber verdi: Resulullah (sav) şöyle dedi: "Dağ tepelerindeki koyun çobanından Allah (cc) hoşlanır. Zira O namaz için ezan okur ve 'namaz kılar'. Allah (cc) da şöyle buyurur. 'Şu kuluma bakın, ezan okuyup namaz kılıyor ve benden korkuyor'. Ben de O kulumun günahlarını bağışladım ve O'nu cennetime koyacağım" eler. (Ebu Davud (1203) ve Nesei (2/20) Ahmed (4/145) İbn Hibban (260) ve Taberani Kebir ele (17/833) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.) Allah (cc) 'namaz kılan kulu için' kendisinden korktuğunu söylüyor. Ne dersiniz? Namaz kılmayan içinde aynı söz söylenir mi? Eğer aynı kelime namaz kılmayana da söylenmiş olsaydı, namaz kılan ile kılmayan arasında hiç bir fark olmazdı. Bu şanı Yüce Allah (cc)'ın adaletine yaraşmaz. Hem şunu ela iyi bilmek gerekir ki bir olan Allah (cc)'dan korkmak 'la ilahe illallah'tır' gereklerindendir. Bunu açıklayan bir ayette Allah (cc) şöyle buyuruyor: "Ben'den başka hiç bir ilah yoktur. Öyle ise ben'den korkunuz." (Nahl Suresi: 2)

DİN'DEN EN SON TERK EDİLEN AMEL NAMAZDIR

Enes İbn-i Malik (ra)'elen din'de en son terk edilen amelin namaz okluğuna dair bir hadis rivayet edilmiştir. Bu hadis ise şudur: Nebi (sav) buyurdu ki: "Dininizden ilk terk edeceğiniz şey emanettir. En son da namazı terk edersiniz." (Bu Hadis'i Ebu Nuays Hıyle'de 6/265, Ahbar'da 2/213 İbn Mesud'dan Taberani rivayet etmişlerdir) Evet Din'de en son terk edilen 'namaz olduktan sonra, artık böyle bir kişide din'den hiçbir şey kalmamıştır. Çünkü daha önceden de alıntıladığımız hadislerde açıklandığı üzere namaz'ı terk edenin dini yoktur. 

NAMAZ KILMAYAN KİMSE ÖLDÜRÜLÜR

"O haram olan aylar çıktığı zaman, artık o müşrikleri nerede bulursanız öldürün. Onları yakalayıp esir edin, onları hapsedin ve geçit yerlerini tutun. Eğer tevbe ederler, namazı kılıp zekatlarını verirlerse, kendilerini serbest bırakın. Gerçekten Allah (cc) bağışlayandır, merhamet edendir. (Tevbe: 5) Allah (cc) Rasulü (sav)'ne ve mü'minlere hitaben, savaşılması haram olan aylar çıktıktan sonra müşriklerle savaşmalarını emrediyor. Allah (cc) öldürülecek müşriklerin öldürülmeden önce yakalanıp, geçit yerleri kesilip tutuklanmalarını emrediyor. Bu müşriklerin karılarını, çocuklarını ve mallarını müslümanlara ganimet olarak helal kılıyor. Öldürülmekten, mallarını ve ırzlarını müslümanlardan kurtarabilmeleri için de üç şarttan söz ediliyor. 1- Şirkten dönerek tevbe etmek. 2- 'Namaz kılarak' tevbe ettiğini amelle doğrulaması. Zira namaz kılmadığı müddetçe Kelime'i tevhidi tasdik etmemiş hükmündedir.. Bunun içindir ki, Allah(cc) şöyle buyuruyor: "Tasdik etmedi, namaz'da kılmadı. Ancak yalanladı, ve yüz çevirdi." (Kıyamet Suresi: 31-32) "Onlara: 'rüku edin' denildiği zaman, rüku etmezler. Yalanlayıcıların o gün vay haline." (Mürselat Suresi: 48/49) Ayetlerden de anlaşıldığı gibi, Allah (cc)'ın 'namaz kıl! emrine itaat etmemek, Allah (cc)ın indirmiş olduğu hükümleri yalanlamaktır. 3- Allah'ın farz kılmış olduğu 'zekat'ı vermektir.' Bu şartları yerine getiren her kişinin canı, malı ve ırzı müslümanlara haramdır. Bunların dışındaki günahları için de Allah (cc) bağışlayıcıdır. İmam Buharı (rh) bu ayet'in açıklamasında şu hadis'i zikrediyor. İbn Umer (ra)'den rivayet edilmiştir. Rasulullah (sav) buyurdu ki: "Allah (cc)'dan başka ilah olmadığına ve Muhammed (sav)'in Allah (cc)'ın Rasulü olduğuna şehadet, namazı kılıp zekatı eda edinceye kadar insanlarla savaşmak bana emrolundu. Onlar bunları yapınca kanlarını ve mallarını benden korumuş olurlar. Ancak İslam'ın hakkı müstesna. Onların (sair ve gizli işlerinden dolayı olan) hesapları da Allah (cc)'a aittir." (Buhari (25)'ve Müslim (22) rivayet etmişlerdir.) Enes İbn-i Malik (ra)'dan, şöyle eledi: Rasulullah (sav) buyurdu ki: "Ben insanlarla Allah (cc)'dan başka ilah olmadığına ve Muhammed (sav)'in O'nun kulu ve Rasulü olduğuna şehadet edinceye, bizim kıblemize dönünceye, bizim kestiğimizi yeyinceye ve bizim namazımızı kılıncaya kadar savaş ulaklığım bana emredildi. Bunları yaptıkları zaman canları ve malları bize haram olur. Ancak İslam'ın hakkı müstesna olmak üzere Müslümanların, lehte veya aleyhte sahip oldukları bütün haklara sahip olurlar." (Bu Hadis'i Ebu Davud (2641) Tirmizi (2611) ve Ahmed (2/161/269) rivayet etmişlerdir.) Abdurrahman İbn Ebi Nuaym'dan, Ebu Said El-Hudri (ra)'den şöyle duyduğunu haber verdi: Ebu Said El-Hudri (ra) dedi ki: Ali İbn-i Ebi Talib (ra) Yemen'den Rasulullah (sav)'a tabaklanmış bir meşin içinde henüz toprağından tasviye edilmemiş altını cevheri göndermişti. Rasulullah (sav) bu altın cevherini şu dört kişi arasında paylaştırdı. Paylaştırdığı kimseler Uveyne İbn Hısn, Akra İbn Habis, Zeydu'l-Hayl, dördüncüsü ya Alkame İbn Ulase veya Amir İbn Tufeyl idi. Rasulullah (sav)'ın sahabelerinden bir kimse: "Biz bu ihsana bunlardan daha layık bulunuyorduk" dedi. Bu söz Rasulullah (sav)'a ulaşınca: "Siz bana itimat etmiyor musunuz? Ben yedi kat semanın üstündeki Allah (cc)'ın emin bir kuluyum. Sabah akşam bana gök yüzünün haberi, vahyi geliyor" buyurdu. Bunun üzerine, iki gözü çökük, yanağının iki elmacığı çıkık, alnı yüksek, gür sakallı, başı tıraşlı,elbisesini yukarı çekmemiş bir kişi ayağa kalktı: "Ya Rasulullah! Allah'tan kork" dedi. Rasulullah (sav): "Yazıklar olsun sana! Ben, yeryüzündeki insanların Allah (cc)'dan korkmaya en layıkı değil miyim?" buyurdu. Sonra o kimse arkasına dönüp gitti. Halid İbn-i Velid: "Ya Rasulullah! Şunun boynunu vurayım mı?" dedi. Rasulullah (sav): "Hayır vurma! "Namaz kılan birisi olabilir" dedi. Bunun üzerine Halid: "Ya Rasulullah! Namaz kılanlardan nice kimseler vardır ki, onlar gönüllerinde olmayan şeyi dilleriyle söylerler" dedi. Rasulullah (sav): "Ben insanların kalblerini açmaya, karınlarını yarmaya görevlendirilmedim" buyurdu. (Müslim 1064 rivayet etmiştir) Ubeydullah İbn-i Adiyy'den, Abdullah İbn Adiyy Rasulullah (sav)'den, tahdis ederek şöyle haber verdi. (Rasulullah (sav) bir gün ashabının arasında otururken, bir adam çıkageldi. Rasulullah (sav) konuşmasında sesini yükselterek şöyle dedi: "O kişi (yani öldürmeyi istediği adam için) Allah (cc)'dan başka ilah olmadığına şehadet etmiyor mu?" dedi. Adam da "Evet Ya Rasulullah, namaz kılıyor, fakat onun namazı yoktur" dedi. Rasulullah (sav)'de: "İşte ben, Allah (cc)'dan başka ilah olmadığına şehadet edip, namazı kılanları öldürmekten nehy olundum" dedi. (İbn-i Hıbban (12) ve Beyhaki 8/196) Görülüyor ki, kişinin malının, canının ve ırzının müslümanlara haram olması kişinin iman ederek namaz kılmasına bağlıdır. Hadis'lerde sadece namazı terk edenin öldürüleceğini ispat ediyor. Buna karşılık bir kişinin öldürülmesi için mutlaka üçünü birden terk etmesine gerek de yoktur.Zira sahih rivayetlerle sabittir ki,Ebu Bekir (ra) sadece zekat'ı vermeyenlerle savaşmıştır.

(İMANİ ESERLER)

2 yorum:

Adsız dedi ki...

bazen insanları sınıflandırırlar
iyi insan kötü insan diye

bence insanlar ikiye ayrılır
namaz kılanlar ve kılmayanlar

mehmet selim polat dedi ki...

Adsız kardeşim.Keşki adınıda yazsaydın,keşki,üye olsaydın,kayıtlı olsaydında,muhabbet etseydik.

Doğru söylemişsin.İnsanlar yer yüzünde.Müslüman veya gayri müslim diye adlandırılır.
Yani namazlılar veya namazsızlar diyebiliriz.Çünkü kafir veya müşrikler zaten namaz kılmazlar.Namazsızlık onların işidir.
Müslüman,Allaha teslim olup,namaz kılar.

Alameti farika namazdır. Yani namazlılar ve namazsızlar diye ikiye ayrılır.

Çünkü namaz iman demektir. Peygamberimiz hiçbir ibadetin terkini küfür saymazdı.Günahkar diye nitelerdi.
Ancak namaz hariç. Özürlü olarak değilde.
Kasten,inanmıyarak,önemsemiyerek namazı terk eden tarikussalat.Kafir veya müşrik olarak nitelendirilir.
Selametle kalınız.