ANLAYANA SİVRİ SİNEK SAZDIR.
ANLAMAYANA BİR FİL AZDIR.
ERDOĞAN,BU ZAMLAR AZDIR.
BİRAZ DAHA ZAM YAP. !!
,Timur’un gönderdiği filin herşeyi yiyip tüketmesi üzerine ahalinin “Söyle de bu fili geri alsın” ricasında bulunmasına
“Beraber gidersek olur” cevabı veren Nasreddin Hocaya önce “evet” deyip ona refakat sözü vermesi ve birlikte yola çıkmaları, ama yaklaştıkça birer birer dökülmeleri ve Timur’un önüne vardığında arkasında kimsenin kalmadığını gören Hocanın hikayesi malûm.
Ne istediğini soran Timur’a “Ahali filden çok memnun, ama yalnız başına kaldığı için sıkılıyor, yanına bir eş lâzım” cevabı verdiği de.
Görülmemiş boyutlardaki aşırı pahalılık ve zamlardan bunalan halkın yüzde 52’sinin seçimde oylarını yine Erdoğan’a vermesinden sonra, daha seçim gecesi market fiyatlarında başlayan zamların dalga dalga yayılarak devam etmesi, bu fıkrayı hatıra getiriyor.
Seçim öncesindeki süreçte yana yakıla “Böyle pahalılık görmedik, perişan olduk, mahvolduk” diye yakınanlardan yine AKP’ye ve Erdoğan’a oy verenler oldu mu bilmiyoruz.
Eğer olduysa Nasreddin Hoca fıkrasındaki manidar mesaj tam da onlara denk geliyor.
Demek feryatlarının rağmına zamlardan memnun imişler ki, oylarıyla iktidara destek vermeye devam ettiler. Ve bunun karşılığını seçim sonrası başlayıp, arkasının daha da artarak gelmesi beklenen zamlarla alıyorlar.
“Hayırlı mübarek” olsun!!!
Bu arada Erdoğan’a ve AKP’ye oy verenler içinde, iktidarın verdiği sosyal yardımlarla hayatlarını devam ettirenlerin hatırı sayılır bir yer tuttuğu biliniyor. Bu sosyal yardım bağımlılığı hem bir “minnet” duygusu, hem de “İktidar değişikliği olur da yardım kesilirse ne yaparız?” kaygısı doğuruyor. Böylece düşündürücü ve daha ötesinde herkesi utandırması gereken bir “oy deposu” vakıası ortaya çıkıyor.
BU ZAMLAR AZDIR.BİRAZ DAHA ZAM YAPIN.!!
Ama bu eziklikle iktidara OY yağdıran yardıma muhtaç insanlar, yine aynı iktidarın insafsız zam bombardımanı altında eziliyorlar.
Ve burada da bir kısır döngü yaşanıyor.
Bu sonuç, ülke kaynaklarını ve millî geliri yandaşlarına peşkeş çekerken, milyonları sefalet şartlarında yardıma muhtaç hale getirerek kendisine bağımlı kılan AKP’nin eseri.
Çare, üretim ve istihdam odaklı, fırsat eşitliği ve âdil gelir dağılımı ilkelerinin hakkaniyetle uygulandığı bir sistem ve Millet İttifakı bunu vaad etti. Ama maalesef anlaşılamadı.
1 yorum:
Nasrettin Hoca ve Fil Hikayesi
Timurlenk Nasrettin Hoca‘nın bulunduğu şehre, bir fil hediye etmiş. Fil, şehirde bağ,bahçe ne var ne yoksa silip süpürmüş.
Bununla kalsa iyi, şehirdekiler fili beslemek için ambarda, kilerde ne varsa tüketmişler.
Bakmışlar ki böyle olmayacak, şehrin ağaları hoca’ya gelerek:
Aman hocam, nedir bu filden çektiğimiz, hünkâr seni dinler; hünkârla konuş da şu fil belasını başımızdan alsın.
Hoca; sakalını sıvazlar, bir yol düşünür:
-Hadi o zaman hep beraber gidelim Timur’a , bu fil başımıza dert oldu, geri almanızı rica ediyoruz, diyelim.der.
Hoca önde, ağalar arkada, huzura çıkmak için yola düşmüşler. Otağın kapısına gelindiğinde hoca, durumu tekrar görüşmek üzere
arkasına döner bakar ki, ne görsün…ağalardan eser yok, Hepsi Kaçmış Gitmiş
-Ben yapacağımı bilirim size, hem söz verirsiniz hem de kaçarsınız ha! der.
Timur, Hoca’yı huzuruna kabul eder:
-Hayırdır Hoca, yine ne istiyorsun?
Hoca:
-Devletlim, şehrin ağaları beni size ricaya gönderdiler.
Bize hediye ettiğiniz fili bizimkiler çok sevmişler, filin yalnızlıktan canı sıkılıyormuş, ferman buyurursanız yanına bir de dişi fil isterler.
Timur:
-Hay hay!
-Ne demek hoca var git müjdeyi hemen ver, der.
Nasreddin Hoca, otağın kapısından çıkınca, ağalar hemen hocanın etrafını sarar:
-Müjde bekleriz Hoca, fil ne zaman gidiyor?
Nasreddin Hoca;
-Alın size müjde, dişisi de yarın geliyor!
Yorum Gönder